Akıl Ne Söyler Bilinç Dışı Ne Anlar ? Ya da Sen Şimdi O Çocuğa Aslında Ne Öğrettin ?

  "Aksiyonlarımız eylemlerinden, sözlerimiz sözcüklerinden ibaret değildir. Felsefe ardını okumaktır."

diye  başlamasını planladığım ve belki 7 yıldır yazılmayı bekleyen bir yazım var.

Bir de duyduğum öfkeyi içimden bir türlü atamadığım - muhtemelen ifade etmediğimden - bir mesele. 

Çocuklara, gençlere ve genç yetişkinlere ne öğrettiğimiz benim için çok önemli ve hassas bir konu. Bunu zaten sık sık dile getiriyorum. Bu çok önemli çünkü biz çoğunlukla farkında olmadan onlara dünyanın nasıl bir yer olduğuna, güvenli bir yer olup olmadığına, bu dünyadaki tehlikelerin neler ve kimler olduğuna dair bilgi ve mesajlar veriyoruz. Bunları kendileri sorgulamadıklarında, bu bilgiler onların nasıl insanlar olacaklarını belirleyen şeyler oluyorlar. Gencecik, tertemiz beyinleri, ruhları şekillendirmek çok büyük bir sorumluluk.

Bir çocuğun okul başarısını diğerlerininkiyle kıyaslayıp, aynı dünyada yarış halinde olacaklarını, bu yüzden diğerleri ile rekabet halinde olduklarını ve kazanmak için daha çok çalışmaları gerektiğini söylediğinizde, ona asıl söyledikleriniz şunlar :

- Ötekilerin varlığı senin varlığın için bir tehdittir.

- Çünkü dünyada yeterince kaynak yoktur. 

- O kaynağı kazanmak ve elinde tutmak için mücadele etmen, ötekinden alıp kendinde tutman gerekir.

- Ancak o kaynak ötekinde değil de sende olduğunda güvende olursun. 

- Hayat, "hayatta kalmak için mücadele etmek gereken" bir deneyimdir...

Bunlar, baştaki cümleleri kurarken bizim sahip olduğumuz, ama bunun farkında dahi olmadığımız ön kabullerdir. Ve çocuğun bilinci gerçekten söylediklerinizi duyarken, bilinç dışı aslında bu önkabulleri duyar ve öğrenir.  

Bunlar evrimsel olarak sürüngen beynimize yerleşmiş, zamanında belki gerçekten faydalı olmuş ve hayatta kalmamızı sağlamış kabuller olabilir. Ama aynı zamanda "savaş" modunda takılı kalmış bir sinir sisteminin sözleridir. 

(Felsefe tarihi de bence aslında felsefe değil, sadece derin sıkıntılara düşmüş sinir sistemlerinin çığlıkları olan söylemlerle dolu. "İnsan insanın kurdudur." da bunlardan biri örneğin. "Insan insanın yurdudur" demek de aynı oranda geçerli olabilir çünkü.)

Bugün, bunca teknolojik gelişme ve üretim imkanı ile gerçekten böyle bir yoksunluk ve yetersizlikte olup olmadığımız sorgulanabilir. Kaynaklarımız gerçekten yetersiz mi yoksa sadece adil dağılmıyor ve yanlış mı tüketiliyor?

Evet, iklim krizi var. Susuzluk kapıda. Ama işte sorun şu ki, iklim krizini yaratan da aslında tam da bu "hayatta kalma" korkusuna sıkışıp kalmış zihniyetin kurduğu kapitalist sistem. Ve bu sorunu yaratan zihniyeti besleyip büyütmeye devam ederek aşmamız mümkün değil. İklim krizini, insanların birbiri için tehlike oldukları inancıyla yetişmiş toplumlarla aşamayız. Ancak beraber sorumluluk almaya gönüllü ve birbirinden sorumlu olduğunun farkında bireyler başka bir geleceği inşaa edebilirler.

Eğitim sisteminde bir çok benzer örnek var. "Notla korkutmak" mesela; ne idüğü belirsiz bir dış otoritenin öğrencinin geleceğine dair hüküm sahibi olması ve onun suyuna gidecek şekilde hareket etme zorunluluğunu hisetmeye başlamak. Bunu öğrenmek istediği ve bu hayat yolculuğuna dair bireysel bir sorumluluk olduğundan, bunun farkında olduğundan değil, not korkusundan, o not diğerleriyle kıyaslanma aracı olduğundan, yarışı yaratan şey olduğundan, içindeki his yani "kaygı" olacak şekilde hareket ederek ders çalışmak. Yetişkinlikte yerine artık patronu mu koyar, devleti mi koyar ... Kısmet.

Eğer çocuklar, gençler ve genç yetişkinlerle çalışmaya karar verdiysek, yarattığımız geleceğin farkında olarak hareket etmek zorundayız. Aktardığımız şey bilgi değil var oluş biçimi. Oynadığımız şey sadece kendi hayatımız değil, çocukların, gencecik insanların ve hatta gezegenin geleceği. Öğrencilerle çalıştığımız kadar, belki ondan daha da fazla kendimizle çalışmak, tanımak ve anlamak, ne yaptığımızın farkında olarak hareket etmek zorundayız.

+ E ama Cansu o iş pratikte öyle olmuyor işte, sen çok idealistsin. Sınıfın karşısına geçtiğinde olan başka.

- 😒 tamam. Hiç bi şeyin daha iyisini yapmaya çalışmayalım yani o zaman ? 

Üstelik böyle öğretmenler var, ben gördüm 😉



Yorumlar