Deprem - I

Varlığın diğer yarısına ayıyorum Mayıs'tan bu yana. Ötelediğim, inkar ettiğim, çirkin dediğim yarısına.

Ama ışıkla gelen bir aydınlanma değil bu, karanlıkta görmeye başlamak gibi bir ayma. 

Çocukluğundan yetişkinliğe iyilik, güzellik, paylaşım, şefkat, yardım ... diye tutturup giden genç kızın, gözünü açıp gerçekten bakması gibi etrafındaki gerçeğe. Tüm değerler sistemim yerinden oynadı. 

"Bu acı, bu şiddet, bu kavga, bu hınç, bu açlık, bu cahillik, bu tehlike, bu hırs, bu ihanet, bu intikam, bu bencillik, bu öfke, bu korku, bu yoksunluk, bu yutan arzu VAR ! Gerçekten var ! Hakikat bu ! Bu dünyada bunlar var ! Başını çevirmeyi, inkar etmeyi, düzeltmeye dönüştürmeye çalışmayı kes ve bak artık gözlerinin içine" dedi içimdeki ses. "KABUL ET !" 

Daha da beteri "as within so without" meselesi. Bugünüme dek yapıp ettiklerimden bağımsız, heepsini içimde bulmak. "İyi insan" olmak için üzerine betonlar dökülmüş halde; suçluluk duygusu / vicdan dediğinin bir kendini kendine aklama; kendi gözünde iyi insan kalmak için kendine ödediğin diyet olduğunu kavramak. 

Nefes al

Ya iyi bir insan olmazsan Cansu ? Şefkatli, anlayışlı, düzgün iletişim kuran, sorun çözen biri olmasan;  yaptığı hareketlerle birilerinin üzülmesini takmayan bir insan olsan ? Ne olur o zaman ? Daha mı gerçek, daha mı insan olursun acaba ? Çok mu ayıp? Çok mu çirkin olursun o zaman ? Yalnız mı kalırsın? Sevmezler mi seni ? Çok mu utanırsın ? "Aa ne münasebet kötü bir insan olmak!" mı senin için. BAK KİBİRİNİN GÖZLERİNE, kendine yakıştırmayışına bak. Her şey olur insan....

Ver

Eridi gitti iyi ve kötü. Değerini kaybetti hakikatin yanında, özgürlüğün yanında, yaşamın yanında. Bu hak etmeler, bu doğrular-yanlışlar, bu adalet umrunda değil varoluşun, hiç değil hele ki bir de gerçekten içinden geldiği için değil de ödüllendirilmek için yapıyorsan bu "iyiliği" hayat tarafından. 

Ve artık müdahale edecek hiç bir şey yoktu dışarıda. Değişip dönüştürmeye kalkmak, "iyileştirme"yi düşünmek nasıl bir kendini beğenmişlik ve kendini bilmezlik, nasıl bir saygısızlıktı olan'a. 

Daha sağlıklı hale gelmenin bile "iyi-leşmek", daha iyi olmak şeklinde ifade edilmesi (fiziksel değil kişilik bağlamında iyilik göndermesi) nasıl mide bulandırıcı bir iyiyi üstün görmeydi. 

Nasıl iyileşmeden, şifalanmadan bahsederim artık ? Nasıl birine eksik birine yeterli derim ? Nasıl şiddetsiz iletişim derim ? Nasıl iklim krizi, sıfır atık, susuzluk falan derim ve birilerini iyi olmaya ve gezegenin ve insanlığın geleceği için duyarlı olmaya ikna etme girişiminde bulunurum ?

Çık, çık Cansu buralardan. Bu diller, bu paradigmalar yanlış. Çok yanlış...
 

Yorumlar