** Bu bir davet duyurusu** nun hikayesidir. Etkinliğin içeriğini de bir sonraki postta anlatacağım :)
Şimdi olay şöyle gelişti, katılmayı çok istediğim bir eğitimin bir parçası olarak benden, atadıkları bir mentorün de desteğiyle "ruhumu parlatan" bir proje yapmamı istediler.
"Ruhumu parlatan bir proje?!"
Önce elimden gelenleri düşündüm doğrusu, çeviri mi yapsam, onu mu bunu mu çevirsem, el işi bir şeyler mi yapsam, birilerine felsefe yapma alanları mı açsam... ama "ruhumu parlatmak"... başka bir şey olmalı galiba;
derken geçmişten bir sahne geldi gözümün önüne. bir canım kadın ile karşılıklı oturmuş, eleştirilmekten, yargılanmaktan, küçümsenmekten asla kormadan; kibar/nazik olmaya çalışmadan, otosansür uygulamadan kendimizi anlatıyoruz;
gerçekten kendimiziz,
gerçeğimiziz,
gerçeğiz.
Bir an duruyoruz, o sessizlikte hava artık çok daha yoğun ve kalp atışlarımız o havada dalgalar yaratıyor. Çok daha büyük bir şeylerin parçasıyız ve o anda adını koyamadığımız bir şeylerin olmakta olduğunu ikimiz de biliyoruz. Dönüşüm ? İyileşme ?
İşte ben birkaç kadınla daha birlikte, 4 kere daha bu alanı açmaya, orada anlatmaya niyet ettim. Kendime yol diye Estes'in "Yara İzi Klanı"nı (yıllardır içimdeymiş meğer, hemencik kafamda parlayıverdi fikir), yöntem diye de çemberi, alanını, adabını seçtim.
Bu bir eğitim daveti değil. Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı 2016'dan beri okuyorum. Okudukça yürüdüm hayatımın yollarını ve son masal daha bitmedi. Bu, kadın dostlarıma bir yolculuk daveti. Hayatımız boyunca sır diye saklamak zorunda kaldıklarımızı, utandı(rıldı)klarımızı, korktuklarımızı, uğradığımız haksızlık ve hakaretkeri, kadın olmayı anlatma, belki içimizi yıkama, yaralarımızı yalama, yara izi klanımızı var etme daveti.
Katılmak için, eğer kadınsanız, daha önceden çember deneyiminiz olması gerekmiyor. İlk çemberimiz hem birbirimizle, hem de çemberle tanışma çemberi olacak. Her çembere, sonuna dek kadınlara şahitlik etmek ve sonunda dilerse kendini ifade etmek üzere, çember deneyimi olan 1-2 erkek dostumu da davet etme niyetindeyim. Önümüzdeki cumartesiden itibaren 4 hafta boyunca her cumartesimizden 2,5 saatimizi bu çemberlere ayıracağız.
İşte böyleyken böyle. İlginizi çektiyse lütfen bir sonraki etkinlik programı postunu inceleyin :)
-2-
Yara İzi Klanı'na Davet
"Kadınlar için gözyaşları Yara İzi Klanına; çağların içinden geçip bugüne gelene kadar başından büyük bir şey geçmiş, ama yine de ... gururunu korumaya devam eden her renkten, her milletten, her dilden kadınların ezeli ve ebedi kabilesine giriş töreninin başlangıcıdır.
...Postunu silkelemeli, eski patikalardan azametle geçmeli, içgüdüsel bilgisini talep etmelidir. Hepimiz kadim yara izi klanına üye olmayı isteyebiliriz, zamanımızın savaş yaralarını gururla taşıyabiliriz, sırlarımızı duvarlara yazabiliriz, utanmayı reddedebiliriz, her hususta önayak olabiliriz. Öfkeyle fazla zaman harcamayalım. Onun yerine onun aracılığıyla güçlenelim. "
1. Durmak (10 Nisan) : Bu hem birbirimizle, hem de çemberle tanışacağımız; bir durup nasıl olduğumuza, ne düşünüp ne hissettiğimize bakacağımız giriş çemberimiz olacak.
2. Yaralara bakmak ve sarmak (17 Nisan) : "Utançla kuşatılmış gizli öykülerdeki sorun, kadını, temelde neşeli ve özgür kılan içgüdüsel doğasından koparmasıdır." diyor Estés. Biz bu çemberde, utanç öykülerimizi, sırlarımızı anlacak, bunun için birbirimize alan tutacak, ferahlamaya ve hafiflemeye niyet edeceğiz.
3. Pansuman (24 Nisan): Sıra dişi atalarımızda olacak. Bildiğimiz hikayelerini, onlarla ilgili içimizden gelenleri paylaşıp onları onurlandıracağız.
4.Sargıları atmak (1 Mayıs) : Bu yolumuzun son çemberi olacak. Günah ceketlerimizi hazırlayıp, onunla canımız ne isterse onu yapacak; sonrasında da yürüdüğümüz yolu, hayatlarımızı ve bir arada olmayı kutlayacağız.
Tabi çemberlerle ilgili hayal ettiğim başka bir sürü güzel detay var. Onları artık katılmak isteyenlerle konuşuruz.
Kadınları bu çemberlere paylaşımlar yapmak üzere; erkekleri ise bize şahitlik etmek, alan tutmak de destek olmak üzere davet ediyorum. Eğer kadınsanız daha önce çemberlere katılmış olmanıza gerek yok. Ancak şahitlik edecek erkeklerin, çemberin yargılamadan ve kalpten dinleme üslubuna halihazırda alışkın olmasını tercih ediyorum. Hepimizin bu kadar kırılganlıklarını açacağı bir yolculukta, bunu gözetmeyi önemli buluyorum. Tabi çemberi kapatmadan şahitliği için teşekkür edip onu da dinleriz söylemek istedikleri olursa.
Yine çembere katılacak kadınlardan 4 çembere de katılmalarını isteyeceğim ama, erkeklerin sadece bir ya da dilerlerse birkaç çembere katılmaları mümkün olacak. Toplamda her çemberde en fazla 6 kadın, 1-2 erkek olmaya niyet ediyorum. Çok kalabalık değiliz o yüzden niyet ederseniz hemencik bana haber edin.
Buluşmalar, kaç kişi olduğumuza da bağlı olarak 2,5 saat civarı sürebilir diye düşünüyorum. Saat ve tarihler grup netleştikten sonra minik değişiklere açık olacak. O yüzden dünyanın neresinde olursanız olun, katılmak içinizden gelirse, bana ulaşmaktan çekinmeyin. Mutlaka bir hal çaresi buluruz.
Yine çember nedir, bu Kurtlarla Koşan Kadınlar neymiş, ben kitabı okumadım gibi endişeleriniz için de, çemberde paylaşım yapma biçimimizin ne olduğunu anlatan bir yazıyı ve kitabın ilgili bölümünü size iletebilirim. Karar vermeden önce onları da inceleyebilirsiniz.
Son olarak etkinlik ücretsiz olacak. Hepimize armağanım diyelim.
Bu daveti görecek, yola çıkmaya cesareti ve isteği olacak bir sürü kadın ve bize alan tutmaya gönüllü olacak birçok erkek dostum olduğunu biliyorum. Haydi gelin, yapalım şunu !
💫💓🌺🍀
Ne yapmaya niyet ettiğimi daha iyi anlatabilmek adına, kitaptan bir kaç alıntıyı da buraya bırakıyorum :
Yorumlar
Yorum Gönder